LightReader

Chapter 4 - Bir Hatıranın Sonu

Morak dizlerinin üzerine çöktü. ağzından akan koyu renkli kanı dudaklarından silerken yüzünde bir çeşit mutluluk vardı. Sanki ilahi bir sırra vakıf olmuş gibiydi. Sesizliği ilk bozan Horak oldu.

" Ne yaptın sen..??"

Sesi rüzgar gibi ince, kar kadar da soğuktu. Dizlerinin üzerine çökmüş Morak'a değil de sanki ondan türeyen bir yabancıya sesleniyordu. Horak yutkunarak,

"O... yok oldu. Bu diyarda her şey yeniden doğar sanmıştım."

Morak başını kaldırmadan konuştu. Gözleri uzaklara dalmış gibiydi. Sesinde sanki yankı vardı, sadece Horak'a değil, kendine de konuşuyordu.

"Ölümün ne olduğunu sanıyorduk biz, Horak? Parçalanmak?? Toprağa karışmak??? Hayır... Gerçek ölüm senden kalan son hatıranında silinmesidir. o yaratığın bir zamanlar tanrısı vardı, adını haykırıyordu. Şimdi? Tanrısından geriye hiç bir şey kalmadı, ne adı ne de sesi."

Morak yavaşça Horak'a döndü.

"Anladım ki bu yer hatıralarla besleniyor. Tanrılar ise o hatıralarda yaşıyor. Hatıralar onların son sığınağı. onları yok ettiğinde bir bakıma tanrılarınıda öldürmüş oluyorsun."

" Sen artık Morak değilsin "

" Belkide sonunda kim olduğumu buluyorumdur."

İkisi arasında kısa bir sessizlik oldu. Ardından Horak başını eğdi, gözleri gölgede kaldı. Konuştuğunda sesi fısıltı gibiydi.

" Seninle yürüyemem. Bu yol... Güç istiyorum,evet. - kafasını kaldırır ve haykırarak Morak'a döner- AMA SENDEN ARTA KALANLARLA DEĞİL."

Horak yavaşça arkasını döner.

" Sen, kalbini yiyenlerin bir gün seni unutacağını bilmiyorsun."

Morak cevap vermedi. Gözlerini yeniden yere doğru çevirdi. Yaratığın kalbinden geriye bir damla kan kalmıştı. Onu da parmağıyla aldı, diline değdirdi. Son bir an bir şey söyleyecek gibi oldu ama sustu.

Horak uzaklaşırken rüzgar yeniden esmeye başladı. 

Yol artık ayrılmıştı.

More Chapters