LightReader

The Past's shattered Shadows

Levi_Ackerman_850
7
chs / week
The average realized release rate over the past 30 days is 7 chs / week.
--
NOT RATINGS
53
Views
Table of contents
VIEW MORE

Chapter 1 - Neden,Ben burdayım ?

Ben,takashima kagemaru ikinci sınıf olan liseli sıradan bir gençtim. Ta ki şuan bir ormanın içinde üzerim yırtık halde ve kan reva içinde uyanana kadar. Tahminimce bayıltılmıştım ama bunu kimin yaptığını ya da şuan neden burada olduğunu hatırlayamıyordum. En son hatırladığım şey uzun boylu,Siyah renklerde palto giymiş olan bir adamla,göz göze geldikten sonra burada uyandım. İlk olarak nerede olduğumu öğrenmem ve ardından ise eve geri dönmem gerekli, ormandan indiğimde bir tapınak farkettim.

Her ne kadar öyle fazla din'le alakam o kadar iyi olmasa da belki içerde telefonu olan ya da en azından konuşup nerede olduğumu öğrenebileceğim birileri belki vardır diyerek tapınağa doğru ilerlemeye başladım.

Ardından içerisinden yüzünde kabuslar girebilecek seviyede korkunç olan bir gülümsemeye sahip yaşlı bir adam vardı ve bana doğru yaklaşmaya başladı ben yavaş yavaş geriye doğru ilerlediğimde o hızlanıyor ve üstüme doğru geliyordu ardından korku ile arkama bile bakmadan kaçmaya başladım burayı bilmediğim için sadece koştum yapayalnız olduğum bu ormanda peşimde bir manyak beni kovalarken,benim düşünbildiğim tek şey ise bunların neden olduğuydu, çünkü ben şu zamana kadar hiç kötü bir şey yapmamıştm yani ben öyle düşünüyordum.

Ardından dev bir kayanın olduğu çıkmaz bir sokağa çıktım. Ardından adam koşmayı bıraktı. Ben o an ki panikle ne konuşabildim ne de başka bir şey, bana yavaşça Yaklaştıkça kalbim çarpmaya başlıyordu, başta ona nerede olduğumu ve neden sessizce bana yaklaştığını sorduğumda yaşlı adam bir anda durdu. Ve ardından cebinden çıkardığı bir bıçak ile yüzünü yavaş yavaş soymaya başladı,her ne kadar inleme seslerine benziyor olsa da yüzünde ki o iğrenç gülümseme bir türlü durmadı.

Bunu yaptıktan sonra eliyle yüzünü bir maske gibiymiş gibi çıkarttı ve gülümsemenin üstüne çarpık ve boğuk bir sesle ama sanki aşırı yüksek sesle bağırıyor gibi gülmeye başladı. Gözlerinden akan kanı gördükçe midem bulanmaya başlamıştı ki adam bana bakarak sen de diğerlerinden farksızsın dedi ardından yere yığıldı,ben ise o yere yığıldı zaman hemen tekrar kaçmaya başladım.

Bu korkunç olaylardan sonra ise sonunda bir köy görmüştüm köye vardığımda bir tezgaha yaklaşıp telefonunu kullanabilir miyim diye sormak üzereydim ki adam bana baktığında dehşete düştüm. Çünkü bu adam ormanda ki o adamdı ama şuan gayet normal ve sakindi aynı zamanda hayattaydı. Tezgahına yaklaşıp onunla biraz konuştum ve yukarıda ki ormana bugün biraz meyve ve tohum toplamak için çıktığını ama benimle hiç karşılaşmadığını söyledi. Yalan söylüyor olabilirdi eğer kendisine o acı verici şeyleri yapmasına rağmen göz bebekleri ve suratı yerinde ve hiçbir şey olmamış gibi olmasaydı.

Yaşlı adam halimi gördükten sonra bana biraz yardım etmek istediğini söyleyip kıyafet getirmek için arka tarafa gittiğini söyleyerek arkasında bulunan kapıdan çıktı. Onu beklerken yoldan geçen insanlar bana dik dik bakmaya başladılar. Eh, onlarda haklı üzeri kan ve çamurla kaplı reva içinde yırtık pırtık kıyafetleri olan bir genç bence de çok şüphe uyandırıcı olabilir. Uzun boylu siyah palto giymiş bir adam yanıma yaklaşarak kulağıma eğildi ve buradan hemen kaçmam gerektiğini söyledi.

Ve ardından sadece yerde biraz barut'a benzer siyah bir göz kalmıştı etrafıma bakıp o adamı ararken, yaşlı adam geri geldi. Bana kıyafet verdikten sonra eğer uzak bir yere gidiceksem önce kendisinde kalıp dinlenebileceğimi söyledi,o siyah adam belki de bunu söylemeye çalışıyordu. Bu sebeple de ben teklifini nazikçe reddettim ve patikadan kasabanın dışında çıktım ve otoyolda yürümeye başladım.

Ne kadar yürüdüğümü ya da kaç gün geçtiğini bilmiyorum ama tahminimce bir ay boyunca yürümüştüm. En sonunda şehre geri dönebilmiştim, şimdi ise evime gitmem gerekiyordu. Aklıma ailemin acaba şuan ne yaptığı geldi, kız kardeşim muhtemelen arkadaşları ile dışarda eğleniyordur,annem mutfakta yemek yaparken televizyon seyrediyordur. Babam ise işte çalışıyordur, eve vardığımda ise hepsi salonda benim fotoğrafımın başında ağlıyorlardı.

Onlara bunu neden yaptıklarını sormak için onlara yaklaştım, onlarda ayak sesimi duyup bana doğru baktılar. Kız kardeşim bayıldı,babam şok geçirdi,annem ise ayağa kalkarak önce kendi elini yanağıma koydu sonra ise sanki yıllardır görüşmemişiz gibi bana sarıldı. Ardından neler olduğunu sorduğumda, babam şoku antlatabilmişti herhalde, ayağa kalkıp benim tam üç aydır kayıp olduğumdan dolayı ve üstüne benim kolumun bir parçasını bulup benim kurtlar tarafından yendiğimi,yani kısacası öldüğümü söylemişlerdi. Annem ise tanrıya dua ve şükür ederek ağlamaya başladı. Babam bana bunca zaman nerede olduğumu,kiminle olduğumu sorduğu sırada kapı çaldı.

Ben bakarım,diyerek kapıyı ben açmaya gittim. Kapıyı açtığımda ise karşımda gözlüklü saçı iyi taranmış beyaz eldiven takan bir adam çıktı. Nedenini bilmediğim bir şekilde içim kıpır kıpır olmaya başlamıştı ki, cebinden uzun bir hançer çıkartıp bana bunu hatırladın mı diyerek uzattı ve o an, başım ağrımaya başladı ve sonra etrafta sürekli o paltolu adamı görmeye başladım sonra ise paltolu adam hançeri alarak bir anda ortadan kayboldu ben ise oracıkta bayılmışım.