LightReader

Chapter 54 - HİSLER

(Ateş'in Anlatımı)

Onu her zamanki gibi izliyordum. Ama bu kez farklıydı. Azra artık sadece izlenen biri değildi; o, gölgelerle konuşan, onları hisseden biriydi. Ve ben, bunu ilk kez açıkça gördüm.

Odası loştu. Perdelerden sızan gri ışık yetersizdi ama bana yeterdi. Gölgeler benim gözlerimdi. Her kıpırtısını, her nefesini onların içinden izliyordum. Yatağının kenarında oturmuştu. Omuzları gergindi, parmak uçları boşlukta titriyordu. Birkaç saat önceye kadar korkudan kaçan kız, şimdi karanlığı çağırıyordu.

Sonra o fısıltıyı duydum.

"Gel…"

O tek kelime, içimdeki bütün zincirleri kırdı. Yıllardır gölgelerin içinde sessizce yaşayan ben, kimseye ait olmayan ben… ilk kez çağrılıyordum. Adımı bilmiyordu, kim olduğumu bilmiyordu ama yine de bana seslenmişti.

Ve sonra… bir kez daha. Daha ürkek, daha çaresiz bir fısıltı:

"Sen… buradasın, değil mi?"

Kalbim ağırlaştı. Çünkü bu, sadece bir soru değildi. Bu, ruhunun bana uzattığı bir eldi.

Gölgelerim dalgalandı. Onun odasında nefesim gibi yayıldılar. Benim bile irademin ötesinde hareket ettiler. Çünkü onun sesi, onları bana bağlı zincirlerden kurtarmıştı.

Onu gördüm. Gözleri karanlığa saplanmıştı, sanki beni görüyormuş gibi bakıyordu. Elleri titreyerek boşluğa uzandı. O an içimdeki savaş başladı.

Bir yanım çığlık atıyordu: "Git. Onu tut. Artık o senin."

Diğer yanım ise suskun ama acımasızdı: "Hayır. Onu içine çekersen ışığını söndürürsün."

Ama Azra'nın parmakları o kadar yakındı ki… Benim varlığıma dokunmaya çalışıyordu. Sanki görünmez bir ip aramızda gerilmişti, tek yapmam gereken ona yaklaşmaktı.

Ve ben yaklaştım. Onun nefesi hızlandı. Kalbi benim kalbimle aynı ritimde çarpıyordu. Gölgeler, onun göğsünün üzerinde titreşerek kalp atışını bana taşıdı. O an anladım: O artık bana ait bir ritimde atıyordu.

İçimdeki korku büyüdü. Çünkü Azra benim dünyama adım atıyordu, hem de kendi isteğiyle. Benim dokunuşumdan kaçmamıştı, aksine onu çağırmıştı.

Onu izlerken fısıldadım, sadece gölgelerin duyacağı kadar derinden:

"Evet… buradayım."

O an gölgeler titreşti, odasında bir esinti dolaştı. Azra'nın gözleri parladı, ürperdi ama kaçmadı.

Ve ben, ilk kez bu kadar yaklaştığımı hissettim. Azra'ya, bana ait olmayan bir insana, ama kalbimden başka hiçbir şeye ait olmayan bir kıza.

---

More Chapters