LightReader

Chapter 10 - Chapter 10 – Gifts, Fights, and Deina

Her sabah makyajım yapılmış bir şekilde evden çıkıyordum, omuzlarımda hiçbir yük yoktu; sadece parlak bir gelecek umuduyla. Gençtim, güzeldi ve başarılı olmaya kararlıydım. İş yerindeki insanlar beni fark ediyordu; enerjimi, özverimi, zarafetimi. Hatta bazıları bana "prenses" diyordu.

Ve sen, Chris, bu mükemmel bölümün bir parçasıydın. Sohbetlerimiz, kahkahalarımız, bağımız... Her şey büyülüydü.

Üçüncü buluşmamızda sana bir hediye almaya karar verdim. Beyaz bir tişört. Tasarım bir şey değildi ama şıktı ve günlük kullanıma uygundu. Her güzel tişört gördüğümde, "Bir dahaki sefere ona bunu alacağım," diye düşünürdüm.

Dışarı çıktığımızda -yemeklerde, eğlencelerde- hep sen ödüyordun, ben de bir şeyler vermek istedim. Parfümler, tişörtler... Sana ufak tefek şeyler almaya başladım. Hediyeleri ofisimde saklayıp, vermek için doğru zamanı bekledim.

Ama iş her zaman kolay değildi. Bazen, benim veya başkalarının hataları nedeniyle mali cezalar alıyor, maaşlarımızda kesintiler oluyordu. Daha dikkatli olmamız gerektiğini söylüyorlardı.

Gerçek şu ki: ekibiniz önemlidir. Kırık bir parça tüm sistemi çökertebilir. Aylarca böyle bir meslektaşım yüzünden mücadele ettim; ta ki sonunda vefat edene kadar.

Ondan sonra mı? Belki yılda bir kez ceza alıyordum. Yedi yıl o işte kaldım.

O bozuk dişliye "Deina" diyelim. 5-6 kişilik ofis ekibimizin bir parçasıydı. Onu arkadaşım sanıyordum. Öğle tatillerinde sohbet ederdik. Biraz kiloluydu ve diyet yapmaya çalışıyordu, ben de onu iyi niyetle destekliyordum. Her zaman insanlara yardım etmeye çalıştım - belki de gereğinden fazla.

Şimdi geriye dönüp baktığımda, fazla güvendiğimi fark ediyorum. Bugün çevrem küçük -sadece birkaç gerçek insan- ama bu yeterli.

İş günleri su gibi akıp geçiyordu. Seni sık sık görüyordum ve her şey harika hissettiriyordu. İnternette benimle sürekli sohbet eden ikinci adam hâlâ ortalıktaydı ama zararsızdı. Sadece havadan sudan konuşuyor, ben de kısa ve tarafsız cevaplar veriyordum.

Deina sonunda kovuldu. Ama tuhaf bir şekilde iletişimimizi sürdürdük. Neden? Bilmiyorum. Belki de Tanrı bizi güçlendirmek için hayatımıza bazı insanları gönderiyor.

Artık kış gelmişti ve geçmişti. Artık eskisi kadar sık görüşmüyorduk. Aileme söyleyecek yalanlarım tükeniyordu.

Aradaki mesafeye rağmen, hayat seninle birlikteyken hâlâ güzeldi. 

Sevgili Chris, aşkım... 

Hayat seninleyken hâlâ güzeldi. 

Sana verdiğim hediyeleri aldın mı?

Sana hediyelerimi verdim - parfümü, tişörtü. Ve sonra, sonunda evini ziyaret ettiğim gün geldi. O heyecanı hâlâ hatırlıyorum. Evde kimse yoktu. Saatlerce birbirimize sarıldık. Sadece kokunu içime çekmek yeterliydi. O sıcak, rahatlatıcı kokuyu sonsuza dek içime çekebilirdim.

Ayrılmak istemedim. Beşinci ayımızı böyle tamamladık.

Ve o bahar… Sizi Deina ile tanıştırdım.

More Chapters