LightReader

Chapter 44 - ÖLÜMÜN GÖLGESİNDE

Hazal'ın Anlatımı

O gece uyuyamadım. Boran yanımda nefes alıyordu ama her nefesinde, sanki kalbim daha hızlı çarpıyordu. Onu kaybetme korkusu artık gölgem gibi peşimdeydi.

Bir ara kolunu bana doladı, gözleri kapalıydı ama kaşları çatılmıştı. Rüyasında bile savaşan bir adamın kalbine nasıl dokunabilirdim? Sessizce onun yüzüne baktım. Çizgiler, yaşadığı acıların izlerini taşıyordu. Elimi yanağına koydum, fısıldadım:

"Bir gün senin için huzurlu bir hayat kuracağım, Boran… Beni dinlesen de dinlemesen de."

Ama sabah olduğunda, huzur çok uzak bir hayaldi. Adamlarından biri kapıyı çaldı. Yüzündeki endişeyi görünce yüreğim ağzıma geldi.

"Abi…" dedi, gözleri yere bakıyordu. "Pusuya düştük. İçeriden biri ihanet etmiş."

O an Boran'ın gözlerindeki ışık söndü. O, hiçbir şey söylemedi ama ben anladım: Bu defa oyun çok büyüktü.

Yarım saat bile geçmeden silah sesleri kapının eşiğine kadar geldi. Evimiz… bizim küçük dünyamız, cehenneme dönmüştü. Boran hızla beni kolumdan tuttu.

"Hazal, buradan çıkmalısın."

Gözlerimden yaşlar aktı. "Seni bırakmam! Eğer sen kalıyorsan, ben de kalırım!"

Ama Boran'ın sesi o kadar sertti ki, ilk kez kalbim sızladı:

"Hazal! Eğer bana güveniyorsan, dediğimi yap. Ben düşersem sen yaşamalısın!"

Sözleri bıçak gibi kesti içimi. Ama o anda olan oldu. Pencerenin camı patladı, kurşunlar yağdı. Boran beni yere itti. Silahını çekti, tek başına ateş etmeye başladı. O an gördüm… O gerçekten bir savaşçıydı. Ama aynı zamanda benim kalbimin tek sahibiydi.

Ve işte korktuğum oldu. Bir kurşun, Boran'ın omzuna saplandı. Kan hızla gömleğine yayıldı. Gözlerim karardı, nefesim kesildi.

"Boran!" diye bağırdım.

Ama o, acıya aldırmadan ateş etmeye devam etti. Düşmanlar çekilip gittiğinde, Boran dizlerinin üzerine çökmüştü. Elim ayağım boşaldı, yanına koştum.

"Dayan, ne olur dayan… Sensiz yapamam!"

Boran gözlerini kapatıp alnını bana yasladı. Sesi kısık ama kararlıydı:

"Ben sana söz verdim Hazal… Seni asla bırakmayacağım. Kanım aksa da, nefesim kesilse de… Sen varsın diye hayattayım."

O an gözyaşları içinde ona sarıldım. Ölümün gölgesi üzerimizde dolaşsa da, ben biliyordum: Bu adam, kalbim kadar gerçekti.

More Chapters