LightReader

Chapter 5 - BÖLÜM 5: GERİLİM YÜKSELİYOR

Dünya Ana Üssü'nün yemekhanesinde, gergin bir sessizlik hüküm sürüyordu. Alex, Hector ve Madison tabaklarındaki yemekle oynuyor, bir hafta önceki SERMS görevinin yarattığı tedirginliği üzerlerinden atamıyorlardı.

HECTOR:

(Sesini alçak tutarak)"İstihbarat ağından sızan bilgilere göre, Mars Juji sınırlarımıza daha fazla gemi yığıyor. SERMS'teki olay onları da telaşlandırmış olmalı."

MADISON:

"Peki ya Alex'teki o...garip hisler? Hala devam ediyor mu?"

Alex, boş bakışlarla çatalına bakıyordu. Son bir haftadır, ufak tefek tuhaflıklar yaşıyordu. Düşen bir kalemi normalden erken fark ediyor, insanların yüz ifadelerindeki en ufak değişiklikleri okuyabiliyordu. Bunlar o kadar ince şeylerdi ki, kendi kendine "stresten oluyor" deyip geçiştiriyordu.

ALEX:

"Her şey normal.Sadece... uyku düzenim bozuk."

Yalan söylediğini biliyordu. Dün gece uyku tünelinde, gözleri kapalıyken odanın diğer ucundaki su şisesinin yerini tam olarak hissedebilmişti. Ama bunu kimseye söyleyemezdi.

Aniden, yemekhanedeki tüm ekranlar aynı anda yandı. General Vance'in yüzü belirdi.

GENERAL VANCE:

(Emergency yayını)"Tüm personel dikkat. Seviye 3 alarm. Mars Juji filosu, Alpha-7 sınır hattını geçti. Tüm birimler hazırlık durumuna geçsin."

Yemekhane bir anda hareketlendi. Askerler ayağa fırlıyor, subaylar emirler yağdırıyordu. Alex'in kalbi hızla çarpmaya başladı. Göğsünde hafif bir sıcaklık hissetti - SERMS'teki o enerji patlamasını hatırlatan tanıdık bir his.

CAPTAIN REID:

(Onların masasına yaklaşarak)"Siz üçlü, benimle gelin. Yeni görev talimatlarınız var."

Strateji odasına girdiklerinde, holografik ekranda Alpha-7 hattındaki Juji gemilerinin gerçek zamanlı konumları parlıyordu.

CAPTAIN REID:

"Juji'nin bu hareketi bir test.Gücümüzü ölçmek istiyorlar. Sizin göreviniz basit - Keşif birimine destek verip, sınır devriyesi yapacaksınız."

HECTOR:

"Risk seviyesi nedir,efendim?"

CAPTAIN REID:

"Düşük.Sadece gözlem yapacaksınız. Ama..." (Alex'e dönerek) "Alex, SERMS'ten sonraki ilk saha görevin. Kendini nasıl hissediyorsun?"

Alex tereddüt etti. İçinde bir şeylerin değiştiğini biliyordu, ama bunu nasıl anlatacaktı?

ALEX:

"Hazırım,efendim. Her şey normal."

Yalan söylerken, Captain Reid'in gözlerindeki o küçük şüpheyi fark etti. Subayın ona inanmadığını biliyordu.

Ertesi gün, "Gölge Avcısı" adlı keşif gemisiyle sınıra doğru yol alırlarken, Alex pencereden dışarı baktı. Uzayın derinliklerinde, Juji gemilerinin silüetleri seçilebiliyordu. Her biri, SS-246'ı yok eden o kızıl gemilerin daha küçük versiyonları gibiydi.

MADISON:

(Tıbbi çantasını kontrol ederken)"İlk yardım kitlerimi yeniledim. Umarım kullanmak zorunda kalmayız."

HECTOR:

"Sensörler temiz.Juji gemileri sadece bekliyor gibi görünüyor. Ama... garip bir enerji okuyorum. SERMS'tekine benzer, ama çok daha zayıf."

Alex aniden yerinden fırladı. İçgüdüsel bir dürtüyle Hector'u itip, kontrol panelindeki bir düğmeye bastı.

HECTOR:

"Alex!Ne yapıyorsun?"

Tam o sırada, geminin yakınında bir enerji patlaması oldu. Gemi sallandı. Eğer Alex o düğmeye basmasaydı, patlama çok daha yakında olacaktı.

ALEX:

(Soluk soluğa)"O... orada bir şey olduğunu hissettim."

Hector ve Madison şaşkınlıkla Alex'e baktılar. Bu bir tesadüf olamazdı.

Görev sona erdiğinde, üsse dönüş yolculuğunda kimse konuşmadı. Herkes Alex'in o ani hareketini düşünüyordu.

Alex ise pencereye yaslanmış, ellerine bakıyordu. İçinde uyanan bu "hissetme" yeteneği onu korkutuyordu. Bunun ne olduğunu anlaması gerekiyordu, ama kimseye danışamazdı.

Gözleri, uzakta parlayan Juji gemilerine takıldı. Onlar sadece bekliyorlardı. Ve Alex, bu bekleyişin çok yakında sona ereceğini biliyordu.

More Chapters