LightReader

Chapter 4 - BÖLÜM 4: UYUM

Alex, koğuşundaki yatağında uzanmış, gözlerini tavana dikmişti. SERMS'ten döneli iki hafta olmuştu ve vücudundaki değişimler yavaş yavaş belirginleşiyordu. Göğsündeki kristal izi artık neredeyse görünmüyor, sadece hafif bir gümüşi parlama bırakmıştı. Ama hissettikleri çok daha derindi.

MADISON:

(Kapıda belirerek)"Alex? İyi misin? Son zamanlarda seni pek göremiyorum."

ALEX:

(Doğrularak)"İyiyim, Madison. Sadece... biraz yorgunum."

Gerçek şu ki, Alex artık daha az uykuyla yetinebiliyordu. Gece boyunca belki sadece iki-üç saat uyuyor, ama gün boyu enerjik kalıyordu. Yemeklere olan iştahı azalmış, ama gücünden bir şey kaybetmemişti.

Ertesi sabah eğitim sırasında, Captain Reid yeni bir simülasyon başlattı.

CAPTAIN REID:

"Bu seferki senaryo,gerçek bir Mars Juji pususunu temel alıyor. Takım halinde hareket edin ve iletişimi asla kaybetmeyin."

Simülasyon başladığında, Alex kendini sanal bir ormanda buldu. Diğer askerler düşman pozisyonlarını ararken, Alex bir şeylerin yanlış olduğunu hissediyordu. Aniden, sol kulağında bir çınlama hissetti. İçgüdüsel olarak Hector'u aşağı çekti.

HECTOR:

"Alex!Ne yapıyorsun?"

Tam o sıra, Hector'un bir saniye önce durduğu yere bir lazer atışı isabet etti.

CAPTAIN REID:

(Simülasyonu durdurarak)"İlginç. Alex, o sniper'ı nasıl fark ettin?"

ALEX:

"Ben...bilmiyorum, efendim. Sadece bir his."

Aslında, Alex o sniper'ın varlığını duymamıştı, hissetmişti. Sanki havadaki elektrikte bir değişim, bir tehdit dalgası algılamıştı.

O akşam, yemekhane de başka bir şey oldu. Alex tabağını taşırken, bir asker aniden önüne çıktı. Alex, hiçbir çaba sarf etmeden, sıvı gibi bir hareketle yana kaydı ve çarpışmaktan kurtuldu. Hareket o kadar doğal ve akıcıydı ki, kimse bunun olağanüstü olduğunu fark etmedi. Ama Madison, olanı gözden kaçırmadı.

MADISON:

(Alex'i köşeye çekerek)"Alex, bana gerçeği söyle. SERMS'te ne oldu? Son zamanlarda... sen değiştin."

Alex, Madison'ın gözlerindeki samimi endişeyi görünce dayanamadı. Ona ve Hector'a olanları anlattı. Göğsündeki kristal izini gösterdi.

HECTOR:

(İnanamayarak)"Yani... o enerji patlaması senden mi kaynaklandı? Ve şimdi... bunları mı hissediyorsun?"

ALEX:

"Evet.Ama lütfen kimseye söylemeyin. Beni bir kobay olarak incelemeye alabilirler."

MADISON:

"Peki ya vücuduna bir zararı olursa?Bu kristalin ne olduğunu bile bilmiyoruz."

ALEX:

"Şu ana kadar sadece küçük şeyler.Görüşüm, duyularım... keskinleşti gibi. Ama kontrol edemiyorum. Rastgele oluyor."

Üçlü, bu sırrı birlikte saklamaya karar verdi. Hector, kristalin kökenini araştırmak için Dünya veri tabanlarını gizlice taramaya başladı. Madison ise Alex'i gözlem altında tutacak, herhangi bir yan etkiyi izleyecekti.

Bir sonraki fiziksel eğitimde, Alex kendini tutmak zorunda kaldı. Koşu bandında, normal insan kapasitesinin çok üzerinde bir hızla koşabileceğini hissediyordu. Ağırlık kaldırma istasyonunda, rahatlıkla daha ağırları kaldırabileceğini biliyordu. Ama dikkat çekmemek için, kasıtlı olarak ortalama bir performans sergiledi.

Günler geçtikçe, Alex'in yeni yetenekleri daha ince hale geldi. Artık onları bastırmayı, normal görünmeyi öğreniyordu. Ama bazen, özellikle gece rüyalarında, kontrolü kaybediyordu. Bir gece, uyurken elinden çıkan küçük bir enerji kıvılcımı, yastığını hafifçe yakmıştı.

Bölümün sonunda, Alex artık yalnız olmadığını biliyordu. Madison ve Hector, onun bu yeni gerçekliğine uyum sağlamasına yardım ediyordu. Ama her üçü de, Alex'in içindeki bu uyuyan gücün bir gün patlayacağını ve o gün geldiğinde, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordu.

SERMS'te bulduğu şey bir hediye miydi, yoksa bir lanet mi? Cevabı zaman gösterecekti.

More Chapters