??: [Savaşçıların varoluşu gerçekten savaşmak için mi? Savaşarak toplumun güvenliğini sağlarken neler neler kaybediyoruz oysa...]
?: [...]
??: [Bizim ne hissettiğimizin bir önemi yok değil mi?]
?: [...]
??: [Artık sen de mi böyle düşünüyorsun, xxx?]
?: [xx, ben...]
??: [Biliyor musun? Sanırım senden gerçekten de nefret ediyorum.]
?: [...]
——
Izumi ağaçların arkasında Aiko ile konuşuyorken Meruk ve B seviye iblis ağır bir çatışma içindelerdi.
Meruk kanlar içerisinde kalmıştı ve B seviye iblis giderek daha da parlıyordu. Saçtığı ışığın miktarı her darbede artıyordu. Başta yalnızca küçük kıvılcımlar çıkartırken şuanda bir ateşin beyaz kısmı gibiydi.
Meruk: [Az kaldı...]
İblis yukarıya zıpladı ve aşağıya cakılışı çimen ve ot dolu toprak zemini paramparça etti. Koyu toprak yukarıya çıktı ve Meruk'un bir ayağı bu esnada toprağın içine gömüldü.
Meruk: [Hayır!]
İblisin tuzağına düşmüş olan Meruk gelen saldırıyı farkettiğinde artık çok geçti. İblisin sert yumruğu her salise yüzüne daha da yaklaşıyordu ve Meruk son birkaç saliselik anda bedenini mavi renkli elektriksel bir madde ile kaplamıştı.
GÜM!
Darbeyi direkt yüzüne doğru alan Meruk ormanın derinliklerine uçtu ve giderken birkaç ağaç devrildi.
Izumi: [HAYIR!]
Izumi bu korkunç sahneye tanıklık ederken donakaldı. O darbeyi doğrudan alan bir insan bedeni et püresine dönerdi.
İblisin ilgisi Izumi'ye çevrildi ve parlayan bedeni ile adım adım yaklaşıyordu. Izumi'nin ayakları hafif titrerken bir yandan Aiko ile yaptığı konuşmayı unutmamaya çalışıyordu.
Bir anda iblisin arkasından gelen buzdan birkaç bıçak iblisin sırtına sert darbeler indirdi ve devasa bir ışık patlamasına neden oldu.
Çok fazla ışık yayılıyordu. Izumi gözlerini açmıyor, hatta sıkı şekilde kapatıyor olsa bile ışık göz kapaklarını aşıyor ve neredeyse net şekilde görmesine neden oluyordu.
Izumi: [Hk...]
İblisin konumundan yayılan ışık yok olduğunda Izumi'nin önünde uzun iblisin bedeni ve arkasında da yorgun ve öfkeli Nagisa'nın silüeti kendisini belli ediyordu.
Nagisa: [Sonunda kırıldı...]
Izumi ne olduğunu anlamıyordu fakat Nagisa durumdan memnundu. Işık yayıldığından beri iblisin bedenini saran parlak kalkan yoktu ve geriye iblisin mor-yeşil renginde belirgin varlığı kalmıştı.
İblis öfkelenmiş gibi aniden kontrolsüzce bağırmaya başladı. Bu esnada Nagisa da acele ile Izumi'ye ses telleri yırtılacakmış gibi seslendi.
Nagisa: [IZUMI! KALKANINI KAYBETTİ ARTIK ELİNDEN GELDİĞİNCE ONU YIPRAT!]
Izumi Nagisa'nın dediğini anlayabilmişti ve kılıcını alıp korkusuzca iblise doğru koşturmaya başladı.
Nagisa da eş zamanlı olarak buzdan orta boy bir balta yarattı ve iblise arkadan saldırdı.
İblis Izumi'ye doğru koşturdu ve büyük yumruğunu doğrudan savurdu.
Izumi: [Savaşabilirim!]
Refleks olarak Izumi yere yattı ardından hemen kalkarak kılıcı ile iblisin karın kaslarını deşti.
Izumi: [Evet!]
Nagisa da baltayı iblise doğru koşarken fırlattı ve balta iblisin sırtına temiz bir ses ile saplandı.
İblis her darbeden daha da öfkelenmeye başladı ve etrafa saldırmaya başladı. Izumi ve Nagisa sürekli olarak vur kaç yaptıkları için onlara net bir darbe indiremiyordu. Parlak kalkanını kaybettiğinden beri gücü, hızı ve dayanıklılığı bir hayli azalmıştı.
İblis: [RAHHHH!!]
Bir ağaca doğru koşturdu ve çekerek ağacı topraktan çıkarttı.
Izumi: [Ne...]
İblis kopardığı ağacı kafasının üzerinde tutuyor ve sırıtıyordu.
Nagisa: [Ciddi olamazsın...]
İblis ağacı aniden fırlattı. Yuvarlanırken seken ağaç Izumi ve Nagisa'ya aynı anda çarptı.
Izumi çamur bir alana düşmüş ve kirlenmişti. Aynı zamanda bilekleri, baldırları ve avuçlarının içi yere sürtüğü için kanıyor ve sızlıyordu.
Nagisa ise ağacın darbesi ile daha da uzağa sürüklenmiş öylece yatıyordu. Izumi uzaktan net olarak durumunu göremiyordu fakat anlaşılan ayağa kalkamayacak kadar bitkindi. Izumi daha buraya gelmeden tonlarca C seviye iblisi avlamış, üstüne Meruk olmadan bir süreliğine B seviye iblisi idare etmişti.
Izumi dizinden destek alarak ayağa kalktı ve ağacın dibine fırlamış olan kılıcını almak için ilerledi. İblisi umursamıyor gibi bir hava verse de kılıca ulaşmaya çalışıyordu.
İblis yeniden Izumi'ye doğru saldırınca Izumi aniden koşup kılıcı kaptı ve yaklaşan iblisin karın kaslarını deşmeye başladı.
Izumi: [Eğer ki burayı yeterince biçersem...]
Izumi iblisin hayati organlarını bedeninden sökmeye çalışıyordu. Yüzüne kan parçacıkları sıçrıyordu. Daha önce hiç bu kadar seri bir saldırı yapamamıştı. Bunun farkına varınca Izumi içinden düşünerek durumu anladı.
Izumi: [Ben mana mı kullanıyorum...?]
Ardı arkası kesilmeyen saldırılar ile iblisi sürekli biçmeye devam ediyordu. iblis aşırı acıdan kontrolsüzce çığlık atıyor ve bu Izumi'yi daha da motive ediyordu.
B seviye iblisi yendiği söylentisi yayılırsa ne kadar ünlü olurdu acaba? Şimdiden bunları düşünmeden duramıyordu. Yavaş yavaş iblis ölmeye yaklaşıyor gibiydi ve Izumi saldırmaya devam ediyordu.
Manayı kolunu hızlı savurabilmek için anlık olarak koluna aktarabilmişti ve şimdiye kadar otuzdan fazla darbe indirmişti.
Lakin Izumi'nin gözlerindeki parıltı iblisin yandan gelen büyük yumruğu ile gölgede kaldı.
Izumi: [Hayı-!]
Izumi daha fark edip tepki veremeden iblisten gelen yumruk alt yanağına denk gelmiş ve birkaç metre uzağa fırlamasına yol açmıştı.
Izumi hemen dengesini toparlayıp ayağa kalktı. Kılıcı elinde, düşmanı karşısındaydı. Her şey normal gözükürken aniden yüksek bir öksürük ile Izumi'nin ağzında birikmiş yarım bardak kadar kan yere döküldü. Izumi ayakta duramayıp yere çöktü ve çıkarttığı kanla karşı karşıya kaldı.
Izumi: [B-bunlar diş mi]
İçinden düşündü.
Ağzının sağ tarafındaki dişlerin tamamı kırılmış ve dökülmüştü. Yerde, gözlerinin önünde bir düzine kadar diş bulunuyordu. Ağzından sürekli daha fazla kan akıyor ve Izumi bunları tükürmeye çalışıyordu.
Izumi tüküremediğini ve konuşamadığın anlayınca yere dökülen kan birikimindeki yansımasından suratını yokları.
Izumi'nin çenesi de darbe ile kırılmış ve aşağıya doğru sarkmıştı. Bu nerden bakılsa dehşet verici bir görüntüydü.
Konuşamadığı için içinden düşündü.
Izumi: [Anlıyorum... Ne kadar zayıf olursam olayım, kendi canımdan biraz vererek başarı elde edebilirim. Bu durumda eğer sonuç olarak kazanmış olacaksam ne olursa olsun sonuna kadar savaşmaya hazırım!]
Izumi eline kılıcı aldı ve gözlerini iblise kilitledi. Karnından akan mavi kanın miktarına bakılınca hala ayakta durabiliyor oluşu inanılmazdı.
İblisin ağır adımları her geçen saniye Izumi'ye yaklaşmasına sebep oluyordu fakat Izumi her şey için hazırdı. Kollarını da kaybetse, bacaklarını da kaybetse sonuna kadar savaşacaktı.
İblis yeterince yaklaşınca Izumi iblise doğru atıldı ve kılıcını yine iblisin karnına vurmak amacıyla yukarı kaldırdı. Soldan gelen başka bir yumruk saldırısını bu sefer farkedebildi ve kılıcı ile kendisini koruması sonucu kılıcının büyük bir kısmı kırılıp uzağa fırladı.
Izumi [AAAAAAAAAAA!]
Izumi sarsıntıyı görmezden gelerek hemen kendi etrafında bir tur döndü ve kırık kılıcını iblisin karnına geçirerek o bölgeyi parçalamaya devam etti.
İblisin aniden gelen sağlı sollu saldırılarından eğilerek veya uzaklaşarak kaçıyor, ardından toparlanıp iblisin karnını deşmeye devam ediyordu.
Izumi artık iblisin hareketlerine adapte olmuştu. Kılıcı kırık olsa bile işlevliydi ve iblisin organlarına ulaşmak üzereydi.
Izumi iblisin karnına çok fazla odaklanmışken bir anda görüntüsü kesildi ve karanlık oldu.
Izumi: [Hk...]
Ölüm gibi bir acı tüm bedenini sarmıştı. Kırık çenesine iblisin savurduğu bir tokat denk gelmiş ve metrelerce fırlamasına neden olmuştu.
Gözlerini açabiliyordu. Görüşünün yarısı kırmızıydı. Ağladığını hissetti fakat duygusla bir ağlama değildi bu. Gözlerindeki sinirler uyarılmıştı ve vücut ağlamaya zorlanmıştı.
Izumi: [Ugh...]
Ağır ağır ayağa kalkabildi ve iblise doğru baktı. Orada öylece duruyor ve hareket etmiyordu. Kılıcına uzanacaktı. Söylediği gibi ne olursa olsun sonuna kadar savaşacaktı. Ama...
Izumi: [Bu çok canımı yakıyor...]
Dışa çıkaramadığı için içinden konuştu ve kontrolsüzce ağlamaya başladı.
Bir gözünden kanlı diğerinden saf göz yaşları akıyordu. Kılıcını eline alırsa daha fazla canının yanacağından korkuyordu ve bundan nefret ediyordu. O daha 12 yaşında bir çocuktu. Bu kadar acı onun için fazlaydı. Nagisa, Aiko, Meruk. Her biri biraz acı ile bayılmış veya etkisiz hale gelmişlerdi fakat Izumi hala ayaktaydı ve acı çekmeye mahkumdu. Hayır, acı çekmezse kesin olarak ölecekti.
Izumi: [Ah...]
Ağlaması, ayaktaki iblisin dizlerine çöktüğünü görünce yavaşladı, yavaşladı ve durdu. Karşısındaki manzarayı görünce tüm hisleri, acıları, korkuları yok olmuştu.
Izumi başarmıştı. Karşısında kendisine ait bir başarı duruyordu. İblisin bağırsakları yere dökülmüştü.
Izumi: [AAAAAAAAA!!]
Kılıcını eline alıp iblise doğru son hızda koşmaya başladı. Son enerjisini kullanıyordu. Yüzü dağılmış, sırtı ve kolları yarılmış, avuçları ve baldızları soyulmuştu. Fakat birkaç saniye süren koşu esnasında her şey geçici olarak durmuştu.
Izumi kırık kılıcını diz çökmüş iblisin yüzünün ortasına geçirdi. İblisin bedeni yere devrildi ve Izumi üzerine çıkıp kafasına kılıç ile vurmaya devam etti. Devam etti ve devam etti ve devam etti... İblisin suratı, beyni ile birlikte püre olana kadar vurmaya devam etti. Her vuruşta biraz daha rahatlıyor, biraz daha acısı diniyordu. Vurdukça vuruyordu; onu durduracak kimse yoktu. Bu püre olmuş iblis bedeni onun başarısıydı.
Izumi kaslarındaki acıları yok sayarak bayılana kadar vurmaya devam etti...
———