LightReader

Chapter 67 - HAZALIN SESSİZ ÇIĞLIĞI

Hazal'ın Anlatımı

Kulaklarımda hâlâ o ses yankılanıyordu.

Tetiğin sesi.

Kurşunun metali yırtan çığlığı.

Gözlerim önümde yere yığılan Çetin'e takıldı. Yüzü, gözleri, nefesi… Her şey bir anda yok oldu.

Ama asıl yok olan Boran'dı.

O an Boran'ın gözlerine baktım.

Orada gördüğüm şey, bir ölümden daha ağırdı: Vicdanının çöküşü.

"Boran…" dedim, kelimeler boğazımda düğümlendi. "Bunu… neden yaptın?"

Ama Boran susuyordu. Elindeki tabanca hâlâ duman tüterken, gözlerinden yaşlar akmıyordu. O ağlamazdı. Boran'ın gözyaşları yoktu. Ama kalbi… kalbi kanıyordu, ben gördüm.

---

Titreyen ellerimle Çetin'in yanına çöktüm. Nabzını yokladım.

Yoktu.

Artık bir daha "Abi" diyemeyecekti.

"Allah'ım…" dedim fısıltıyla. "Bu nasıl bir hayat? Bu nasıl bir kader?"

Boran yanıma çömeldi. Eli, titreyen omzumun üzerinde.

"Hazal…" dedi, sesi kısık, boğuk. "Benim kanımdı. Ama ihanet etti. Bize… sana ihanet etti."

Onun bakışlarında haklılık da vardı, suçluluk da.

Ama ben sadece bir şey hissettim: kayıp.

Çünkü Boran ne kadar haklı olursa olsun, her kurşun bizi biraz daha öldürüyordu.

---

Dışarıdan araba sesleri geldi. Adamlarının telaşlı ayak sesleri.

Kapı açıldı, Ali içeri daldı.

"Abi! Polis istihbarat almış. Buradan hemen çıkmalıyız!"

Boran ayağa kalktı, soğuk ve sert bir şekilde tabancasını beline soktu.

"Götürün onu. Sessiz olsun." dedi.

Çetin'in cansız bedenine bakarak nefesim daraldı.

"Hayır!" diye bağırdım. "Onu böyle atıp gidemezsiniz! O senin kardeşin Boran! Senin geçmişin!"

Ama Boran dönüp bana öyle bir baktı ki… O bakış, benim ruhumu delip geçti.

"Geçmişim öldü, Hazal." dedi. "Ben artık geleceğini koruyorum."

---

Arabaya bindik. Sokaklardan hızla geçerken, Boran'ın elleri direksiyonda, gözleri yolda değildi.

Gözleri, içindeki karanlıkta kaybolmuştu.

Sessizdim. Çığlık atmak istiyordum, bağırmak istiyordum ama yapamadım.

Çünkü bazen sessizlik, en büyük çığlıktı.

---

O gece uyuyamadım. Boran yanımda olsa da, aslında yanımda değildi.

Çünkü Boran, o depoda kendi kalbini gömmüştü.

Ben pencereden dışarı bakarken kendi kendime fısıldadım:

"Bir gün bu sessizlik bizi öldürecek…"

More Chapters