Dr. Elias Thorne, laboratuvarında, kayıp kardeşi Silas'ın son araştırma notlarına takıntılı bir şekilde bakmaktadır. Aylardır ondan bir haber, bir sinyal yoktur. Polis ve yetkililer "gizli bir iş teklifini kabul etti ve izini kaybettirdi" diyerek dosyayı kapatmaya hazırdır. Tek ipucu, Silas'ın bilgisayarında şifrelenmiş bir dosyada geçen ve bir yer adı gibi duran tek kelimedir: "AXIOM".
Elias, bu ismin peşine düşer. Karanlık ağ forumlarında, komplo teorisi sitelerinde, kayıp kişilerle ilgili anonim bloglarda hep aynı isme rastlar: Axiom. Kimse nerede olduğunu bilmez, kimse içeri girip çıktığını iddia edemez. Sadece bir şehir efsanesi, bir modern zaman kayıp şehri gibidir.
Ta ki, bir gece, kimliği belirsiz bir kaynaktan gelen bir paket gelene kadar. İçinde, Silas'ın kişisel eşyalarından biri (bir kalem, eski bir anahtar) ve üzerinde sadece bir koordinat ve "AXIOM GİRİŞ PROTOKOLÜ - EKİP ARAYIŞTA" yazan bir not vardır.
Bu, bir davet veya bir tuzak olabilir. Ama Elias için, bu son umuttur. Bölüm, onun şehri terk edip, nottaki koordinatlara -ormanın derinliklerinde, uydu görüntülerinde bile belirsiz bir noktaya- doğru tek başına yolculuğuna çıkmasıyla son bulur. Ufukta, hiçbir haritada işaretli olmayan, devasa ve sessiz AXIOM Kulesi ilk kez görünür. Elias, arabasında, direksiyona yapışmış halde, onun hipnotik varlığına bakakalır.
İşte oradaydı. Ne bir şantiye alanı, ne de bir anıt. Sadece... oradaydı. Ve Silas'ın cevabı, eğer hâlâ bir cevap varsa, o çelik ve cam yapının içindeydi.