LightReader

Chapter 17 - çizginin ötesi

Nexus'un çekirdeği, karanlık bir güneş gibi patladı. Neon City'nin gökyüzü, birbirine karışan iki boyutun yarı saydam görüntüleriyle doldu; bir anda şehrin kuleleri hem vardı hem yoktu.

Optimus, sol omzundan aldığı darbenin acısını bastırarak ayağa kalktı. Önünde, yıkılmış bir köprünün ucunda Megatron duruyordu. İkisi de aynı hedefe bakıyordu: boyut çatlağından dışarı uzanan, sayısız kırmızı zincir.

> Nexus'un sesi (zihinlerinde, fısıltı gibi): "Sizler benim parçalarımsınız. Bana dönün…"

Bir anlığına Megatron'un bakışları bulanıklaştı. Sanki zihninde, geçmişin kanlı savaş sahneleri yeniden yaşanıyordu. Optimus da farklı değildi; o, Cybertron'un ilk düşüşünü yeniden gördü.

Çatlak daha da genişledi. Zincirlerin ucunda, tamamen bilinmeyen bir yaratığın silueti belirdi.

Ve o anda, gökyüzü silah sesleriyle doldu. Autobot ve Decepticon birlikleri, düşen gölgeye ateş açtı—ama mermiler boşlukta eriyip yok oluyordu.

> Optimus: "Megatron… bu bizim son savaşımız olabilir."

Megatron (soğuk bir gülümseme ile): "O zaman eğlenceli olsun."

Bölüm 17 – Çizginin Ötesi (devam)

Megatron'un kılıcı, Nexus'tan sarkan zincirlerden birini kesmek için savruldu. Metalin sesi yankılandı ama zincir kesilmedi; sadece daha koyu bir karanlıkla titreşti.

Aynı anda, Optimus'un görüşü bozulmaya başladı. Çatışmanın ortasında, gözlerinin önüne bir sahne geldi:

Cybertron… ama bembeyaz. Ne savaş, ne acı vardı. Orion Pax olarak eski dostlarıyla konuşuyordu. Yalnızca huzur…

> Nexus'un sesi: "Bunu sana verebilirim… yeter ki dur."

Optimus, dişlerini sıkarak sahneyi dağıtmaya çalıştı. Bu sırada gerçek dünyada, üzerine hızla gelen bir Infernobot sürüsü vardı. Elindeki ion blaster ile ateş etti, patlayan kıvılcımlar Nexus'un karanlığında sönüp gitti.

Megatron ise kendi zihinsel işgalini yaşıyordu. Kendisini, geçmişteki tüm zaferlerinin ortasında gördü. Savaş meydanında binlerce Decepticon ona tezahürat ediyordu. Ta ki bir an, kalabalığın yüzleri birer maskeye dönüşene kadar… ve hepsi Nexus'un gözleri oldu.

> Nexus: "Zaferin bedeli… bana boyun eğmektir."

Bir anda Neon City'nin zemininden dev zincirler fışkırdı. Gökyüzünde açılan yarık, şehrin yarısını yutmaya başladı. Autobot ve Decepticon birlikleri, hayatta kalabilmek için omuz omuza ateş açıyordu.

Bumblebee, yıkık bir binanın tepesinden bağırdı:

> Bumblebee: "Komutan! Şehir parçalanıyor!"

Optimus: "Herkesi çek! Nexus'un çekirdeğini durdurmadan bu savaş bitmez!"

Megatron, Optimus'un yanına geldi, omzunu iterek ileri geçti.

> Megatron: "Yol ver. O çekirdek benim hakkım."

Optimus: "Yanılıyorsun, Megatron. Bu—"

Konuşma bitmeden, ikisinin arasına Nexus'un zincirleri düştü. Ve zincirlerin içinden, tamamen yabancı, kısmen mekanik kısmen organik bir kol çıktı…

Bölüm 17 – Çizginin Ötesi (devam 2)

Zincirlerin arasından çıkan kol, karanlıkta kendi ışığını yutuyormuş gibi görünüyordu. Mekanik eklemler arasında, adeta yaşayan kas liflerine benzeyen damarlı yapılar titriyordu. Her adımda metal gıcırtısına, boğuk bir nabız sesi eşlik ediyordu.

Göğsünde, Nexus'un enerji çekirdeğiyle aynı frekansta atan yarı saydam bir küre vardı. Kürenin içinde, fırtınaya yakalanmış yıldırım gibi kıvılcımlar dönüyordu.

Başını kaldırdığında… yüzü yoktu. Yerinde, sonsuz boşluğu andıran siyah bir yarık vardı; ama yarığın derinlerinde ara sıra iki kırmızı nokta yanıp sönüyordu.

Nexus'un sesi, artık havadan değil, yaratığın varlığından geliyordu:

"Beni zincirleyenleri… zincirlerimle boğarım."

Bir anda ileri atıldı. Hızı, ağırlığıyla çelişen bir keskinlikteydi.

Optimus, elindeki kılıcı kaldırdı; ilk darbeyi karşıladı ama çarpışma o kadar güçlüydü ki, etrafındaki hava dalgası yıkık binaları devirdi.

Megatron, arkadan ağır top atışı yaptı; ancak yaratığın zırhı darbeyi emdi ve oluşan enerjiyi kollarındaki damarlara geri pompaladı.

Yaratık, zincirlerinden birini Megatron'a savurdu. Zincir, havada kıvrılarak dev bir mızrak şekline girdi. Megatron yana sıçradı ama zincirin ucu yerin altına saplanınca, tüm Neon City'nin zemini çatladı.

Bumblebee ve Arcee, binaların arasından yaratığın eklemlerine hedef aldı. Ancak her vuruş, dokularının anında yenilenmesiyle sonuçlandı.

Optimus: "Bu şey… Nexus'un maddesinden yapılmış! Onu sıradan silahlarla durduramayız!"

Megatron: "O zaman sıradışı bir şey yapmamız gerekecek!"

Yaratık, zincirlerini geri çekip ikisini aynı anda kavramaya çalıştı. O an, gökyüzündeki yarık bir kez daha büyüdü; şehrin kalan kısmı da çekilmeye başladı…

Bölüm 17 – Çizginin Ötesi (devam 3)

Yaratığın zincirleri iki liderin etrafında çelik bir kafes gibi kapanıyordu. Kaçış yoktu.

Optimus dişlerini sıktı, sol kolunun plakasındaki enerji göstergesini kontrol etti. Fazla zamanı yoktu.

Megatron ise, kılıcının kabzasındaki enerji hücresini son seviyeye kadar doldurdu; gözlerinde çılgın bir parıltı belirdi.

Optimus: "Aynı anda vuracağız. Sen sağ eklemine… ben çekirdeğine."

Megatron: "Tek bir şartla, Prime… ben sayarım."

Yaratık ileri atıldığında, Megatron üçten geriye saydı. "Üç… iki… bir!"

Optimus, kılıcını yukarıdan aşağı, yaratığın göğsündeki yarı saydam küreye indirdi.

Megatron, sağ taraftan spiral darbeyle eklem bağlarını parçaladı.

Çarpışma anında, küreden fışkıran enerji ikisini de geriye fırlattı. Yaratığın gövdesinde dev bir yarık açıldı… fakat içinden kan değil, Nexus'un kırmızı-siyah ışığı taşarak gökyüzüne savruldu.

Işık, Neon City'nin yarığını besleyen güçle birleşti. Gökyüzündeki yırtık aniden kararlı bir şekle büründü — tıpkı bir kapı gibi.

Bumblebee (bağırarak): "Komutan! Bu saldırı… portali sabitledi!"

Optimus (şok içinde): "Hayır… biz onu durdurmadık. Ona geçit verdik."

Yaratık, yarasının içinden yayılan enerjiyi zincirlerine çekti. Her zincir, başka bir yaratığın siluetini şekillendirmeye başladı. Gökyüzünden bir uğultu indi; yüzlerce aynı türden varlık, portaldan şehre bakıyordu.

Megatron, gözlerini kısmış halde fısıldadı:

Megatron: "Prime… sanırım savaşımız yeni başlıyor."

More Chapters