LightReader

Chapter 9 - Bölüm 9:Herşey Yolunda

Ertesi gün atölyenin kapısından giren Ferkan, farklı bir adamdı. İçindeki öfke dinmemişti ama artık kör bir alev gibi değil, keskin ve kontrollü bir kor gibi yanıyordu. Amacı vardı.

Sevim de oradaydı, makinesinin başında her zamanki gibi sessizce oturuyordu. Ferkan yerine geçerken, kasıtlı olarak ona bakmadı. Ama bir anlığına, Sevim başını kaldırdı ve göz göze geldiler. Sadece bir saniyeydi. Ama o bir saniye, binlerce kelimeye bedeldi. Gözleri, bir önceki gecenin mesajını onaylıyor, "Seni görüyorum," diyor ve "Dikkatli ol" diye fısıldıyordu. Bu, onların yeni diliydi; bakışların ve sessizliğin dili.

Ferkan, tasarım masasına oturduğunda, önüne boş bir kağıt çekti. Rüya'nın "yavan" dediği çizimleri bir kenara itti. Zihni berraktı. Kalemi eline aldı ve çizmeye başladı. Ama bu seferki ilhamı öfke ya da çaresizlik değil, stratejiydi. Rüya'yı yenebilmek için, ona muhtaç olduğu şeyi vermeliydi: Mükemmellik. Öyle tasarımlar yapacaktı ki, Rüya'nın onu eleştirecek tek bir kelimesi olmayacaktı. Yeteneğini bir kalkan, bir zırh gibi kuşanacaktı. Bu zırhın arkasında ise, Sevim ile kurduğu o gizli bağı büyütecekti.

Gün boyunca, Rüya cam ofisinden bir avcı gibi onları izledi. Ferkan ve Sevim'in birbirleriyle hiç konuşmadığını, hatta birbirlerine bakmadığını görünce, bir anlığına uyarısının işe yaradığını düşündü. Bu durumdan memnun, kendi işine daldı. Tehlikenin geçtiğini sanıyordu ama asıl tehlikenin, sessizlikte filizlendiğinden habersizdi.

Öğle molasında, herkes yemekhaneye dağılırken Ferkan telefonunu çıkardı.

"Nasıl gidiyor?"

Cevap birkaç dakika sonra, Sevim tuvalete gitme bahanesiyle masasından ayrıldığında geldi.

"Aynı. Ama bugün... daha katlanılır."

Bu kısacık mesajlar, onların nefes alma anlarıydı. Günün geri kalanında işlerine döndüler. Ferkan, öğleden sonra yeni çizimlerinden birkaçını alıp Rüya'nın ofisine çıktı. Rüya, çizimleri incelerken yüzündeki soğuk ifade bir anlığına dağıldı. Tasarımlar keskindi, moderndi ve ticari olarak parlaktı.

"Bu daha iyi," dedi sadece. Ama bu, Rüya'nın dilinde büyük bir iltifattı. "Demek ki aklını işine verdiğinde yapabiliyormuşsun."

"Sadece işime odaklandım," dedi Ferkan, sesinde hiçbir ima olmadan.

Ofisten çıktığında, zafer kazanmış bir komutan gibi hissediyordu. İlk hamleyi yapmış ve kazanmıştı. Atölyeye döndüğünde, gözleri yine Sevim'i buldu. Sevim de ona bakıyordu. Ferkan, kimsenin göremeyeceği şekilde hafifçe başını salladı. Bu, "Her şey yolunda" demekti. Sevim'in dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme belirdi ve hızla önüne döndü.

Onların isyanı, sloganlarla ya da yumruklarla değil; gizlice atılan mesajlarla, çalınan bakışlarla ve sessiz bir dayanışmayla örülüyordu. Ve bu, çok daha tehlikeliydi.

More Chapters