LightReader

Chapter 4 - zamanın yarığı

Optimus'un Yolu – Akışın Çözülüşü

Gemi, yıldızlararası boşlukta ilerliyordu… ama yıldızlar artık sabit değildi. Ön camın ardında, bazıları hızla akıyor, bazılarıysa yavaşça geriye kayıyordu. Navigasyon ekranında saniyeler normal akıyordu; ama dışarıdaki ışıklar, zamanın başka türlü işlediğini söylüyordu.

Optimus, motorların frekansını sabit tutmaya çalışırken, geminin metal gövdesinde dalgalanan titreşimler hissetti. Bu titreşimler, bazen onun kendi kalp atışıyla aynı ritme uyuyor, bazen de tamamen kesiliyordu.

Kabin içindeki göstergeler bir anlığına değişti — geminin saati yirmi yıl önceki bir tarihe döndü. Ardından, önünde beliren kısa bir görüntü: Kendisi, Cybertron'un düşüşünden hemen sonra, bir enkazın önünde duruyor… ama yanında kimse yok. Oysa hatırladığına göre orada en az üç Autobot olmalıydı.

Görüntü silindiğinde, motorlar kendi kendine güç kesti. Boşlukta sessizlik çöktü. Sessizlik… ve ardından, geminin içinde yankılanan, birkaç saniye gecikmiş kendi sesinin yankısı:

"Çizgi… çizgi…"

---

Maden Kolonisi – Yankıların İçinde

Kolonide ışıklar giderek seyrekleşmişti. Tüneller, sanki kendi içlerinde kıvrılıyormuş gibi görünmeye başlamıştı; bir madenci, tünelin köşesinden döndüğünde, karşısında kendisini gördü… ama o kopya birkaç saniye sonra havada dağılan toz gibi yok oldu.

Merkez Kuyusu'nun yakınında, madencilerden ikisi bir ses duydu: eski bir arkadaşlarının kahkahası. Ses, on yıl önce yaşanan bir kazada ölen birinden geliyordu. Kuyunun kenarına eğildiklerinde, aşağıda gördükleri şey boğazlarını düğümledi — o kişi, canlıymış gibi yukarı bakıyordu… ama gözleri, karanlığın içinde yavaşça titreşen mor ışıkla parlıyordu.

Yaratık görünmüyordu, ama varlığı hissediliyordu. Tünelin derinliklerinden gelen basınç dalgaları, metal iskeleti zangırdatıyor; basınç her tekrarlandığında, madenciler anlık olarak farklı bir zamanda, farklı bir yerde olduklarını hissediyordu.

---

Kesişen An

Optimus, geminin konsolundaki titrek sinyalde koloninin koordinatlarını gördü. Tam o anda, dışarıdaki yıldız manzarası karardı — yerine, sanki bir tünelin içindeymiş gibi dar, mor ışıklı bir görüntü belirdi. Kolonideki Merkez Kuyusu'nun derinliklerini görüyordu… ve o derinlikten, önce bir uzuv, sonra başsız bir siluet yükseldi.

Kolonideki madenciler, aynı anda gökyüzünde beliren çatlağı fark etti. Onların gözünde, çatlağın kenarında durup aşağı bakan bir figür vardı… Optimus.

Görüntü bir anda çözüldü. Optimus, koltuğunda nefes nefese oturuyordu. Motorlar tekrar çalıştı. Ama geminin saatine baktığında, varış için kalan süre eksi dört dakika yazıyordu.

--

More Chapters